facebook twitter instagram google-plus pinterest linkedin search heart chat eye trending-up clock font keyboard_arrow_up
M. Tekin Koçkar Öğretim Görevlisi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
  1. Anasayfa >
  2. At Yetiştiriciliği >
  3. Yılkı Atı Yetiştiriciliği
M. Tekin KOÇKAR
11 Dakika Okuma Süresi
+ -

Yılkı Atı Yetiştiriciliği

YILKI ATI YETİŞTİRİCİLİĞİ

Antik çağlardan beri at, insan yaşamında ve ekonomik faaliyetlerinde önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde çalışma ve spor atlarının yetiştirilmesi ile ülke ekonomisinin ihtiyacı karşılanmakta, ayrıca birçok ülkede et ve süt üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca donör olarak atların kanı, tetanoz, difteri ve diğer bazı hastalıklara karşı ilaç için gerekli tedavi edici ve koruyucu ilaçların hazırlanmasında kullanılır.

At yetiştirmek günümüzde modern yöntemlerin kullanılması ile oldukça bilimsel bir yapıya kavuşmuştur... Ancak bu bilimsel yöntemlerin yanı sıra geleneksel uygulamaların kullanılması çok önem taşımaktadır. Geleneksel at yetiştiriciliği uygulamalarından birisi de “Yılkı”da at yetiştiriciliğidir.

1970’li yılların sonlarına kadar Anadolu’da da sıkça görülen bu at yetiştirme biçimi artık Türkiye’de genel olarak terk edilmiş gibi görünmektedir. Buna rağmen Samsun, Canik ve Çarşamba ovaları, Kayseri (Uzunyayla) ve Çukurova bölgelerinde az da olsa bazı çiftlik sahiplerinin bu geleneksel yöntemi tercih ettikleri gözlemlenmiştir.

Dünyada yılkıda atı yetiştiriciliği coğrafi koşullardaki farklılıklar nedeniyle ayrıntıda birtakım değişikliklerle de olsa Orta Asya’da Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan; Rusya Federasyonu’nda Kuzey Kafkasya, Başkurdistan ve Tuva Cumhuriyetleri, Hakasya, Buryatia, Astrakhan bölgesinde; Avrupa’da İspanya, Portekiz, İtalya, Macaristan, Polonya gibi ülkelerde; Çin, Yeni Zelanda, Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Güney Amerika’da Arjantin, Peru, Uruguay ve Brezilya gibi bazı ülkelerde uygun coğrafi koşulları bulunan bölgelerde yapılmaktadır.

Yılkıda at yetiştiriciliği iki türlü yapılır: Merada at yetiştiriciliği ve Kültürel yılkı. Yılkıda at yetiştiriciliğinin en önemli özelliklerinden birisi yıl boyunca mevsimlere göre düzenlenmesidir. Buna göre, yılın farklı dönemlerindeki at sürülerinin içeriği toprak yapısı ve coğrafi iklim koşullarına göre belirlenir. Bu bağlamda, ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış aylarında doğal mera kullanımının organizasyonu önemlidir. Yılın herhangi bir mevsiminde kullanılan otlama alanları atlar tarafından iyi yenen bir dizi otlar içermelidir. Sulama alanları doğrudan meraların içinde veya yakınında bulunmalıdır. Böylece atlar sulama alanlarına giderken ek enerji harcamadan su ihtiyacını karşılarlar. Ancak yüksek irtifalardaki susuz alanlarda, atlar susuzluklarını karla giderebilirler.

Atları doğal ortamlarında stresten uzak ve sağlıklı olarak yetiştirmenin en iyi yolu yılkıda at yetiştiriciliğidir. Yılkıda at yetiştirmenin özelliği gereği ilkbaharda Nisan ayının sonu Mayıs ayının başlarında atlar çiftliklerden çok uzak olmayan yerlerde samanlarla ve otlarla besleneceği bölgelerde bulunurlar. Burada tayların doğumu gerçekleşir ve atların genel bakımı yapılır. Yaz aylarında at sürüleri çobanların eşliğinde aralarına katılan aygırlarla birlikte yavaş yavaş dağlara doğru, kar hattına daha yakın yerlere hareket eder. Bütün bu süre boyunca dağlarda istediği ve sevdiği otlarla beslenen yılkı, sonbaharın başlangıcında yem için saman ve ot alanlarına iner. Bazen burada genç taylar sütten kesilirler. Yeme alışkanlıklarında keskin bir değişiklik olması nedeniyle taylar oldukça kilo kaybederler. Kışı zayıf bir şekilde geçirirlerse, büyümede geride kalırlar ve çeşitli hastalıklara daha kolay yakalanırlar. Kışın alınan önlemlerle genç taylar, son derece özenli bir bakım ve iyi bir yemleme ile bol miktarda beslenmeye tabi tutulurlar. Böylece kışı ait oldukları çiftliklerde veya köy yakınlarında doğal, sakin ve sıcak bir ortam içinde geçirirler. Ancak bazı çiftlikler, kışın annelerinin sütlerini kesmeden düzenli olarak tayların beslenmesini sağlarlar. Sütten kesme işlemini ilkbahara bırakır. Bu yöntem, coğrafi olarak dağlık ve step bölgelerindeki arazi koşullarında en rasyonel sistem olarak kabul edilmektedir.

Geleneksel yılkıda at yetiştirme yöntemi atların doğal reflekslerine dayanır ve içgüdüsel davranışlarının tüm aşamalarının kısraktan ve aygırdan taya geçmesini sağlayarak inşa edilen hiyerarşik yapıyı destekler. Yılkı sürüsü, hem cinsiyetlerden hem de farklı yaştan bireyler de dâhil olmak üzere bir grup attır. Burada her durumda, sürü hayvanlarının kanunları, hiyerarşik bağımlılık ve yapı geçerlidir. Aralarındaki ilişkiyi tespit eden ve sürüdeki önceliği belirleyen yetişkin aygır lider olur. Doğada serbestçe dolaşan atlar içlerinde bulunan aygırların liderliğinde 10 – 30 arasında kısraktan oluşan aileler kurarlar. Otladıkları mera alanının büyüklüğüne göre bölgede 200 – 600 arasında at bulunur. Yılkı, doğada bulunduğu süre içerisinde yiyecek arama, çiftleşme, doğa koşullarına uyum sağlama, yırtıcılardan korunma gibi sürü davranışlarını geliştirir. Atlar birçok hastalığa karşı bağışıklık ve zayıf beslenme dönemlerine dayanabilme özelliklerini geliştirir ve pekiştirirler. Aygırların, yetişkin kısrakların ve genç hayvanların oranı burada insan tarafından değil, tüm grubun optimal yapısını destekleyen atlar tarafından belirlenir. Aygırlar hiyerarşide en yüksek yeri işgal eder. Bütün aile kayıtsız şartsız ona boyun eğer. Aygırın bir bakışı, kişnemesi veya bir hareketi savaşan kısraklar arasındaki barışı sağlamak için yeterlidir. Yılkıya eşlik eden çobanlar bu süreçlere müdahale etmezler.

Sürünün lideri olan aygır bir dizi pratik sorunu, su alanlarına ve tuz yerlerine yaklaşmayı, sürünün kötü hava koşullarında nerede barınacaklarını, yırtıcılardan korunmayı, en iyi mevsimlik otlaklara erişimi çözer. Kendisine bir grup kısrak belirledikten sonra, diğer aygırların genellikle birbirinden biraz uzakta otlayan gruplara sahip olmasına izin verir. 3-4 yaş arası genç aygırlar, liderden biraz uzak bir mesafeden otlar ve yetişkin aygırları rahatsız etmemeye çalışır. Aygırlar dişi taylarını haremlerinden çıkarır ve ensesti içgüdüsel olarak önler. Bazen liderin ve diğer aygırların değişimi her zaman şiddetli kavgalarla meydana gelir ve bazen hayvanların ölümüyle bile sona erer. Bu tür kavgalar genellikle baharda yoğun üreme dönemlerinde ortaya çıkar. Genç atlar zaman zaman mevcut durumu değiştirmeye zorlar, bu kavgalarda zafer kazanamayan genç aygırlar, sürüyü terk etmeye ve uzak bir mesafede, daha az uygun yerlerde otlamaya zorlanır. Mağlup liderler ise genellikle sürünün dışına sürülür ve kısa bir süre için münzevi bir hayat sürerler.

Sonbaharda çiftliklere ve köylere yakın yerlere inen sürüler burada birleşirler. Aygırlar sürülerden ayrılır. Bu arada kısraklar da kendi aralarında bir hiyerarşik yapı geliştirirler ve kışı böylece yine doğal sürü ortamı içerisinde geçirirler.

Yılkı sahipleri ve çobanlar ancak ihtiyaç olduğunda sözgelimi tuz verme, ihtiyaç için binek veya koşum atı ayırma veya at ölümü gibi nedenlerle ara sıra sürüye müdahale eder. Ancak atların yılkıda da olsa düzenli bakım ihtiyaçları da bulunur. Bunlardan en önemlileri asalaklara karşı bulundukları mekânların ilaçlanması, aşılama, tırnak bakımı gibi işlerdir. At yetiştiricileri için oldukça masrafsız olan ve az emek isteyen bu yöntem aynı zamanda atların doğal ortamlarda sağlıklı bir biçimde yetişmelerini sağlar. Doğada beslenme ve atların barınacakları ahır vb. binalara ihtiyaç olmaması nedeniyle maliyet de oldukça düşük olur.

Geleneksel yılkı yetiştiriciliğinin hala tercih ediliyor olmasının bir nedeni de bölgenin düzlük arazilerinin azlığı ve ekimi yapılan mısır, arpa ve yulaf gibi yem bitkilerinin ancak aygır üreticilerinin ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmasıdır. Bu nedenle konsantre yem kullanan çiftlik sahipleri de bulunmaktadır.

Yılkıda at yetiştiriciliğinde pedigree kayıtlarının tutulması çok önemlidir. Yetiştirilen atların ırk özelliklerinin kontrol altında tutulması, sadece ırkın iyileştirilmesini değil aynı zamanda yeni pedigreelerin geliştirilmesi, yeni ailelerin yaratılması ve böylece verimliliğin arttırılmasını da sağlamaktadır. SSCB döneminden önce at yetiştiren ailelerin kullandıkları geleneksel yöntemler 1920’li yıllardan sonra yerini daha bilimsel yöntemlere bırakmıştır. Bunlar aygırların üretimi, daha iyi bakımı ve yetiştirilmesi, DNA taramaları, suni dölleme gibi yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aygır üreticilerinin taylarının kalitesi, aygır hatlarının korunması, kısrakların verimliliği, kapsamlı puanlama, titiz seçim ve bilimsel temelli çift seçimi, en değerli aygırların yaygın kullanımı, planlama konularında bilimsel yöntemlerin kullanılması çok önem taşımaktadır. Bu süreç oldukça uzun ve zahmetli bir süreçtir. Nesiller arası değişim sürecinin 12 – 13 yıl gibi bir süre gerektirdiği göz önüne alındığında at yetiştiricileri uzun ve sabırlı bir yolu izlemeleri gerekir. Burada at yetiştiricileri her zaman atların özelliklerine bağlı kalmak durumundadırlar. Yetiştiricilerin atlarla ilgili tüm faktörleri dikkate almaları neredeyse imkânsızdır. Bu nedenle yetiştiricilerin herbir aygırı ve kısrağı dikkatle takip etmesi, performanslarını bilmesi gerekir.

Yılkıda at yetiştiriciliğinin bazı zorlukları da bulunmaktadır. Atlarda ergenlik süreci diğer çiftlik hayvanlarına göre daha geçtir. Karaçay atlarında kısraklar 3 yaşında çiftleşmeye hazır hale gelirler ve doğurganlıkları başlar. Bir yılkıda yaklaşık 10 – 300 arasında kısrak olduğu düşünüldüğünde onlarla çalışmak büyük ölçüde karmaşık bir hal alır. Atların birçok özelliklerinin gelişimi, çok sayıda farklı faktörün yanı sıra antropojenik [1] faktörlerden büyük ölçüde etkilenir.

At yetiştiriciliğinde ıslah çalışmalarındaki temel alanlardan biri, bir ırkı ya da alt tiplerini yetiştirme amacının açıkça tanımlanmasıdır. Sadece belirli bir ırkın neye ihtiyacı olduğunu anlamak, onunla çalışmanın ana yollarını ve yöntemlerini, belirli bir yönde gelişmesini belirleyebilir. Burada her zaman hatırlamak gerekir ki çiftlik hayvanlarının ırk özelliklerinin korunması, özellikle atların ırkları sadece bir zooteknik alan değil, aynı zamanda ekonomik ve hatta sosyal bir alandır.

At yetiştiriciliğinde pedigree çalışmalarının tüm ölçümleri ve planlaması üç ana bölüme ayrılabilir: üreme için hayvanların seçimi, çiftlerin bireysel seçiminin derlenmesi ve hayvanların taylarının kalitelerine göre değerlendirilmesi. Bu süreç birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve ayrı ayrı yapılamaz.

Elburus Dağı eteklerinde Biyçesın yaylasında Karaçay Atları yılkısı, 


[1] Antropogenic: İnsanoğlunun doğa üzerindeki etkisiyle veya bunun sonucuyla ilgili olan.